Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Hali vakti yerinde çevresinde sayılan ve sevilen,itibar gören bir esnafım.İstanbul’un gecekondu semtlerinden birinde kendime ait iki katlı bir evim ve küçük bir bakkalım var.İşlerim çok iyi olmasa da hani derler ya çorbayı kaynatıyorum işte o türden.Ben ve kardeşlerim büyüyüp kendi başlarının çaresine baktıkları için anne ve babam köye yerleştiler.
Kırk yaşına merdiven dayadığım halde bir türlü nasip olupta evlenemedim.Eskisi kadar beni zorlamasa da ihtiyaçlarımı doğal olarak gideremem beni bir hayli sıkıştırsa da yine de bu ruh halime alıştım sayılır.Yalnız yaşadığım için evde ihtiyacım olan her işimi kendim görüyorum sadece temizlik hariç.O işi de çok şükür kiracım olan Ayşe hallediyor.Haftanın belli bir günü gelip evi baştan sona bir güzel temizleyip gidiyor ve benden elli kağıt alıp mutlu mesut evden ayrılıyor.
Ayşe ve kocasının durumu da bir hayli zordu.Kocası düzenli bir işte çalışmaz,eve doğru dürüst para getirmez karı koca ve iki çocuğu ile tabiri caizse yarı aç yarı tok yaşarlardı.Belki hayatları Ayşe’nin kocası Hıdır’ın kumar alışkanlığı olmasaydı biraz daha kolay olurdu diye düşünüyordum.Çok kere onun kumar borcunu ben kapatmış geriye ödemesi için hiçbir baskı da bulunmamıştım.Kirayı da düzenli olarak ödemediği gibi bakkalımdan aldıklarının dahi genelde parasını vermezdi.Veremezdi.Merhametli ve şefkat dolu bir insan olduğum için onların bu haline acır,elimden geldiği ölçüde onlara yardımcı olmaya çalışırdım.Onlarda benim bu halimi bildiklerinden bana yakınlık gösterip sıcak davranırlar ve çoğu zaman akşam yemeği için beni evlerine davet ederlerdi.
Yaşadıkları taşra kasabasından buraya gelip benim evimi tutalı yaklaşık altı ay olmuştu.Her şey yolundaydı ve ne onlar için ne benim için sorun teşkil edebilecek herhangi bir olumsuz durum yoktu.Güzelse ona denir,kadınsa ona denir,meme ararsan onda,dipdiri bir vücut ararsan yine ondan.Hıdır gibi bir erkeği hiç de hak etmemesine rağmen onunla evlenmişti ve onun karısıydı.
Ayşe.
Bir bilsen yalnızlığımı,kimsesizliğimi,geceleri sabahlara dek dipdiri memelerini ve sıcacık nefesini düşündüğümü.Düşlerimde seninle sevişip baktığım her kadında seni gördüğümü.Bir kez olsun saçlarını göremedim,bir kez olsun ellerinden tutamadım bir kez olsun ab-ı hayat memelerinden içemedim.Hani bir gün deseydin ya bana “bak sen hiç evlenmemişsin,utangaçsın,yalnızsın ve seni saracak bir sıcaklık yok hayatında.Tüm sevgin ve şefkatinle beni kucaklayıp rüyalar ülkesinde prensesim olsaydın.Yalnızlığıma örtü olsaydı sıcacık nefesin,karanlık gecelerimde ay gibi düşseydi güzel yüzün,memelerinden nasiplenseydim soğuk kış akşamlarında sobamda yanan odunların çıtırtısına eşlik ederek.
O akşam lanet olsun.Keşke hiç yaşamasaydım,keşke hiç seni görmeseydim.Allah’ım bu dünyada bu kadar güzellikler ve mutluluklar varken beni neden yalnızlık cehennemine atıyorsun,diyerek isyan etmeseydim çaresizliğime.Beni ben yapan ne kadar az şey varmış oysa hayatta.İçimdeki merhamet duygusu kabarmış,hem kiracım Ayşe’ye hem de üç aylık bebeğine semt pazarından giyecek bir şeyler almıştım.Bakkalı kapattıktan sonra eve dönerken onlara uğramıştım.Kapıyı Ayşe açtı,evde kimse yoktu ve beni içeriye davet etti.Aldığım giysileri ve bakkaldan getirdiğim ıvır zıvır kendisine verince hem çok sevindi hem de şaşırdı.Onu mutlu görmek beni de mutlu etmişti.Odanın içerisinde yıkık dökük kendini ısıtmaktan bile aciz sobanın yanına yer sofrasını kurmuş kocasını beklerken yemek yiyiyordu.
Beni bile şaşırtan samimiyet bile içtenlikle “aldığın tişörtü bir deneyeyim olmazsa değiştirirsin”diyerek yan odaya geçti.Zaten üstünde kir ve lekeden rengini kaybetmiş soluk bir bluz vardı.Aklım fikrim bu yaşadıklarımı ve birazdan da yaşayacaklarımı bir türlü almıyordu.Sinin yanına çökmüş ortadaki çorbadan kaşıklamaya başlamıştım.Yaşadıklarıma bir türlü anlam veremiyordum.Sıcak bir oda,önüne konulmuş hazır yemekler,kendi halinde uyuyan bir bebek ve tüm güzelliği,sıcaklığı ve varlığıyla kocaman,tertemiz memeleri olan bir kadın üstelik yanı başımdaki odada soyunuyor.O güzelim memeler,sütyenin içerisinde sıcacık ve yerli yerinde,derli toplu dururken benim kendisine aldığım giysiyi giymek için aynanın karşısına geçiyor.Bir an için yaşadıklarımın hayal olduğunu,güzel bir rüya gördüğümü ya da yaptığım tüm iyilikler aşkına yaşarken cennete alındığımı düşünmeye başladım.
Sofrada yemek yemeye devam ederken Ayşe benim aldığım tişörtü giymiş ve odaya gelmişti.Sanki deneyerek almışım gibi üzerine tam oturmuştu.Sallanıp salladıkça beyaz tertemiz sütyenin içersindeki memelerini dünyanın sallandığını sandım.Bembeyaz tişörtün altında bembeyaz sütyenin içerisindeki iki güzel meme sofranın karşısına kuruldu.Nasıl olduysa bu kez saçlarını tam olarak kapatmamış baş örtüsünü kafasının arkasında topladığından gerdanı net bir şekilde ortaya çıkmıştı.Kendin emin ve sakin bir halde siniye yaklaştı ve karşıma geçip oturdu.Hiç konuşmadık ne ben ne o.Sadece Ayşe ‘nin gözümün önündeki perdeli memelerini algılıyordum.Bana o su veriyordu,ağzıma attığım lokma ekmek değil oydu,karnımı doyuran yediklerimden ziyade Ayşe’nin güzel memeleriydi.Dünya denen yalnızlık cehenneminden çıkmış,hayali bir cenette güzel bir huri ile baş başaydım.
Sofradan kalkınca lavaboya gidip ellerimi ve ağzımı yıkamış yanıbaşımda bekleyen Ayşe’nin verdiği havlu ile kurulanmıştım.Sofrada o güzelim memeler,lavaboda onlar divana otururken yine onlar.Tüm dünyam Ayşe’nin memeleri olmuş,neye dokunsam neye baksam sadece onları algılayabiliyordum.Ayşe siniyi kaldırıp bulaşık faslına geçince daha fazla hareketlenmeye dolayısıyla memelerini farkında bile olmadan daha çok oynatmaya başladı.
Bulaşıkları yıkarken ocağa çay suyu da koyduğundan benim hemen gitmemi istemiyordu anlaşılan.Kocası yine kahvede kumarın başındaydı yahut kendi gibi arkadaşlarıyla sağda solda sürtmekteydi.Bembeyaz elleri ile uzandı çay bardaklarına,bir dalga,bir deprem ve bir yokoluş beynimde yankılanan memelerini usulca sallarken.
O çay demlerken memelerini büyük bir hayranlıkla izliyor ve dış dünyadan koparak kendi hayallerimde geziniyordum.Hıdır kaç kez ellemişti o memeleri,kaç kez ağzında bıraktğı lezzet ve doygunlukla geceleri uyumuştur.Nasırlı ve kocaman kirli elleriyle o güzel memeleri mis kokulu tertemiz sütyenden çıkartıp emmek için ağzına götürdüğünde neler hissetmiştir acaba.Bunlar ona göre kendisine tanrının bir lütfu mu yoksa iki parça et parçasından mı ibaretti.
Ayşe’nin bulaşıkları yıkamasında sonra çay faslına geçmiş sağdan soldan konuşarak sohbet ediyor yaşadığım bu anın bitmesini istemiyordum.Hele çay doldurduktan sonra sonra bardağı yanıma getirdiğinde memelerinin içine düşecekmiş gibi oluyordum.Çayımı yudumlarken Ayşe’nin memelerinde buldum kendimi bir anda.Bardak diye elimle sağ memesini sıkıp sol memesinden yudumluyordum çayımı.Oğluna o memelerden süt ,kocasına zevk benim payıma da çay düşmüştü.Çaya hiç doymamıştım,sonsuza dek o boyutta kalır ve her saniyenin kadrini kıymetini bilerek geçirirdim.
Gitmeliydim,kendi yalnızlığıma gömülmenin ve karanlık gecelerde kimsesizliğimin acı tadını yavaş yudumlamalıydım.Ayşe’nin kocaman irilikteki memeleriyle çıktığım bu seyahatten kendi dünyama dönmeliydim artık.Kapıya doğru ilerlerken o da bardakları yıkayıp mutfak tezgahını topluyordu.”Ben gidiyorum sana iyi akşamlar “derken vicdanım yine bana seslendi.Elimi cebime atıp elli lira çıkardım ve Ayşe’ye uzattım.Bir an ses çıkarmadı ve gözlerime baktı.Dalgındı ve sanki başka bir dünyadan gelmişti.Elimdeki paraya ve yüzüme düşünceli gözlerle bakarken sabunlu ellerinden damlalar yerdeki taşlara düşüyordu.Param elimde kalmış ve onun bu haline anlam verememiştim.
Kısa bir aradan sonra sessizliğini bozarak elinin üstüyle burnunu ovalayıp”şimdi ben bu parayı nerde saklasam Hıdır nereye koysam eliyle koymuş gibi buluyor” deyince bende şaşırdım.Ellerini tişörtünün alt kısmına götürdü ve yukarıya sıyırdı.Gördüklerime inanamıyordum.Hasretini çektiğim,üzerine hayaller kurduğum ve yokluğunda eriyip gittiğim o güzelim memeleri beyaz sütyenin altında bana bakıyordu.”Benim ellerim ıslak parayı sütyenimin arasına sıkıştır”dedi.Olan bitene şaşırıp kaldım,ben kimdim,Ayşe kimdi ve gözümün önündeki bu gül bahçesi kapısını açmış benim girmemi bekliyordum.Taş gibi donup kalmıştım adeta.Parayı katlayıp sol memesinin yanına sıkıştırırken içeriye düştü.Elimi biraz daha derine sokmuş,avuç içimde yanan bir ateşin varlığını hissetmiştim.Sütyenin derin kısmına düşen parayı bulmuş memesinin kenarına iliştirmiştim.Sağ elim Ayşe’nin mis kokulu sol memesinde harika bir geziye çıkmış,beraberinde bir avuç sıcaklık ve tarifsiz bir heyecanla karışık zevk getirmişti.
Kendi evime çıkıp yattığımda rüyalarımın hepsi o güzel memelerdi.Gökyüzünde yanıp sönüyordu yıldızların yerine.Ay olarak doğmuştu kocaman memeler, karanlığıma ve sağ elim boşlukta sol memesini aradı asırlarca…..
Hani aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş ya,benimki de işte böyle bir şey.Doğrusunu söylemek gerekirse ben bu yazdıklarımı hiç yaşamadım.Sadece ve sadece yıllardır kadın memesine duyduğum hasret ve susayış beni böylesi bir hikaye yazmaya ve sizlerle paylaşmaya sevk etti.İçinde bulunduğum şu şartlar altında bırakın bir çift güzel memeye sahip olmayı gölgesinden bile mahrum durumdayım.Fırsat buldukça meme ile ilgili fantezilerimi bazen de gerçekleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.Sadece isteğim şu ki ;benim yalnızlığımı paylaşacak,yıllardır hasretini çektiğim ve halada çekmeye devam ettiğim memesizliğime son verdirecek vicdan sahibi,merhametli,anlayışlı kadınların e-posta adresim üzerinden bana ulaşmalarını diliyorum.
E-posta:[email protected]
İsim : adnan
Mail : [email protected]
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32