Alıntı – Genç Kaynanamla Önce Sanaldan Sonra Anald

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Alıntı – Genç Kaynanamla Önce Sanaldan Sonra Anald
Saat dört gibi telefonum çaldı. Arayan kaynanamdı. “Bikini geldi, çok güzelmiş!” dedi. “İyi hadi, giy bakalım, nasıl olacak!” dediğimde, “Giydim zaten, şu an üzerimde!” diye yanıtladı. “Vay, çok hızlısın, resim çekip atsana hemen. Whatsapp’tan gönder!” dediğimde, “Tamam!” dedi kıkır kıkır genç bir kız gibi gülerek.

Geçen birkaç dakika sanki birkaç saat oldu. Sonunda telefonuma peş peşe resimler gelmeye başladı. Yatak odasındaki aynalı kapaklı dolabın karşısında elinde telefonla çekmişti resimleri. Ölen kocasından kalan dokunmatik telefonun patlayan flaşı ile kaynanamın halen tazeliğini koruyan, güneş görmemiş dolgun beyaz vücudu karşımdaydı. Vücudunda kıldan tüyden eser yoktu. Hayatında lazere gitmemiş bir kadın için büyük bir nimetti bu.

Bikinisi deniz mavisi renginde, alt tarafı slip üstü üçgen şeklinde ve boyundan bağlamalıydı. Solmaz annenin dolgun vücuduna tam oturmuştu hem altı hem de üstü. Bikininin üçgen üst parçası memelerini kapatamamıştı, ancak meme başlarını örtebilmişti. Üçgen parçaları birleştiren ince ip gerilmiş, kopmamak için direniyordu sanki. Altındaki slip ise kasıklarını sıkıp patlatacaktı nerdeyse. Solmaz anne bikinisini heyecanla giyerken başına örttüğü ve arkadan bağladığı desenli siyah eşarbını çıkarmayı unutmuştu. Bu haliyle komik bir görüntü olmuştu.

Elinde telefon aynaya bakarak poz vermişti. Önden, yandan ve arkadan 15-20 tane resim çekmişti. Arkadan çektiği resimlerde slipin altındaki ihtişamlı götü ve derin yarığı ortaya çıkmıştı. Slipin arkası nerdeyse götünün arasına girecek gibiydi. Yarağım resimlere bakarken patlayacak hale gelmişti.

Sabahki telefon görüşmesinde olduğu gibi işyerinin kapısını kapattım. Telefon açtım ve “Bikiniyi de çıkarıp öyle resimler çeksene!” dedim. Önce, “Deli misin Orhan?” dedi, ama ben, “Ya seninle ne konuştuk sabah, her şeyde anlaşmadık mı?” dediğimde “İyi tamam…” dedi korkuyormuş gibi bir sesle.

Bu kez dakikalar bitmek bilmiyordu. Kalbim heyecanla deli gibi atıyordu. Sonunda telefonuma resimler düştü. Titreyen parmaklarımla açtım telefonu. Kaynanam aynı şekilde poz verse de bu çırılçıplaktı. Başındaki eşarbını gene çıkartmamıştı. Meme başları küçük, yuvarlak ve koyu pembeydi. Etli uçları ise iri birer üzüm tanesi gibi açık pembeydi. Amının üzerinde bir miktar alınmamış kıl vardı. Amının etli dudakları da meme başları gibi koyu pembeydi. Arkadan çektiği resimlerde ise götünün derin yarığı karşımdaydı. Götünün dolgun yanakları sıkıydı, sarkma yoktu hiç.

Ölen kayınpederim senelerce böyle bir güzelliğe sahip olmuş ama onun değerini bilememişti. Oysa ben birkaç dakikadır baktığım bu vücutla birlikte yeniden doğmuş gibiydim. İçim kıpır kıpırdı, heyecandan yerimde duramıyordum.

Kaynanamın bu resimlerine bir karşılık vermem gerektiğini düşündüm. Tuvalete geçip pantolonumu ve külotumu çıkardım. Yarağım sertleşmiş, kafası ıslanmıştı. Sol elimle yarağımı tutup sıvazlarken sağ elimle de resimlerini çektim. O anda kaynanamı düşünerek 31 çekmek istedim, ama kendimi onun amına ve her şeyden çok istediğim götüne saklamak istediğim için vazgeçtim. Yeniden giyinip koltuğuma döndüm.

Çektiğim resimleri gönderdim. “Bu yarak yakında senin olacak!” diye yazdım ayrıca. Bir sürü utanma ve gülme şekli ile cevap verdi karşılığında. Resimlerini titreyen parmaklarımla büyütüp küçültüyor, tek tek uzun uzun bakıyordum. Oturduğum yerde boşalacaktım nerdeyse.

Arzu evlendiğimiz günden beri götten verme konusunda isteksiz, gönülsüzdü. Zorlamalarım sonucu kabul ettiği birkaç defaysa anca yarağımın kafası girmişti götüne. Daha fazla ilerlememe müsaade etmemiş, hiç keyif alamamıştım bu yüzden. Ama şimdi kaynanamdan bunu isteyecektim. Onun Arzu gibi itirazlarda bulunacağını düşünmüyordum.

Akşam eve gittiğimde, Arzu, “Neyin var senin, iyi misin?” diye sordu. Bendeki garipliği anlamıştı. “Yok bir şeyim, iyiyim!” dedim. Ona, “Pazar günü birlikte Karasu’ya gideceğiz, annen de gelecek!” dediğimde çok sevindi. Özellikle annesinin gelecek olması onu çok mutlu etmişti. Babası sağken annesi bir kez bile oraya ayak basmamıştı, ama artık babası yoktu. Annesinin bunları yaşaması gerektiğini benden çok Arzu söylüyordu.

O gece çocukların uyumasına ben de yardım ettim. Sonunda ikisi de uyuduğunda saat 22:00 olmuştu. Arzu’ya, “Hadi, çok istiyorum seni, çok özledim!” dediğimde, “Ben de!” dedi gülen gözleriyle ve hemen üzerindekileri çıkarıp yatağa uzandı. Soyundum ben de ve karımın çıplak vücudunu emmeye, öpmeye başladım. Arzu da çok iştahlıydı.

Dudaklarımız birbirine kenetlendiğinde deli gibi emmeye başladı her iki dudağımı. Ağzının içine soktuğum dilimi ısırıyor, koparmaya çalışıyordu. Bu arada sol elimle memelerini avuçlayıp sıkıyor sağ elimle de yeni tıraş ettiği amını yoğuruyordum. Onun da sağ eli aşağıya kaymış sertleşmiş yarağımı sıkıyordu.

Bu azgın, şehvetli haline inat, gerdek gecemizde henüz 17 yaşında, korkak ve çekingendi. Evlenmeden önce sadece birkaç kez görmüştük birbirimizi. Babası nişanlı olduğumuz zaman bile bizi görüştürmemiş, dolaşmamıza izin vermemişti. Ona bildiği her şeyi ben öğretmiştim. Onun ilk ve son erkeği bendim, ama benim son kadınım olmayacağını bilmiyordu Arzu. Çünkü sırada öz annesi vardı.

Doğruldum ve göğsünün üzerine oturdum. Bu pozisyonda ne yapması gerektiğini biliyordu Arzu. Hemen memelerini kavradı, yarağımı memelerinin arasına sokup git gel yapmaya başladım. Biraz daha öne kaydığımda ise bir damla suya muhtaç kalmış gibi ağzını aralayıp dilini çıkardı dışarı. Yarağımın kafasına ben git gel yaptıkça dil darbeleri atmaya başladı.

Karımın yarağımın kafasına değdirdiği dili beni daha da azdırmış, isteklendirmişti. “Tamam, hadi ağzına al!” dedim ve üzerinden kalkarak sırtüstü uzandım. Arzu da hızla doğruldu ve dizlerinin üzerine çökmüş gibi yaparak yarağımı aldı ağzına. Ben uzun dalgalı saçlarını çekerken ıslak ve iştahlı saksosuyla beni çıldırtmaya çalışıyordu. Her iki eliyle kavramıştı yarağımı. Başını eğip kaldırdıkça yarağımı ağzının daha derinlerine alıyordu.

“Tamam, sen şimdi uzan, biraz da öyle yapalım!” dediğimde nasıl yapacağımızı bildiği için başı yatağın ucuna gelecek şekilde uzandı. Ben de yatağın ucuna geldim ve onu kollarından tutarak başını aşağı bakacak şekilde kendime çektim. Ardından bacaklarımı ayırdım, dizlerimi bükerek eğildim ve kalkık haldeki yarağımı karımın araladığı ıslak pembe ağzının içine soktum.

Dizlerimi büküp doğrularak yarağımı ağzına sokup çıkartmaya başladım. Bu pozisyonda yarağım nerdeyse taşaklarıma kadar girip çıkıyordu ağzına. Onu ağzından sikiyordum. Arzu bu haldeyken nefes alıp vermekte zorlanıyor, çoğu zaman sümüğü akıyor, gözlerinden yaşlar çıkıyordu. Ama bana bunun ne kadar zevk verdiğini bildiği için itiraz etmiyordu. Yine aynısı olmuş ve karımın sümüğü burun deliklerinden çıkmaya başlamış, gözlerinden de ince yaşlar akar olmuştu.

Onu daha fazla incitmemek için çıkardım yarağımı ağzından. Ellerinden tutup kaldırdım. Sümüğünü elinin tersiyle silerken, “Gel içeri geçelim!” dedim, el ele koridora geçtik. Kızların uyanması isteyeceğimiz son şeydi bu haldeyken. Yarağım halen kazık gibiydi.

55 kiloluk karımı kalçalarından kavrayarak kaldırdım havaya. Arzu ellerini boynuma dolarken bacaklarını da belime doladı sıkıca. Alttan yarağımı amına dayadım ve bastırdım. O an büyük bir zevk dalgası ikimizin vücudunda dolandı. Prizdeki gece lambasının ışığının aydınlattığı koridorda karımı yukarı aşağı kaldırıp indirerek yarağımı amına sokup çıkartıyordum.

Arzu aldığı zevkle, “Ohhh, kocacımmm sik benii, uhhh, sik beniii, ıhhh, ahhhh, sik beniii, ımmm…” sesleri eşliğinde adeta şarkı söylüyordu. Erken bir saatti ve yukarıdaki komşuların koridordaki ayak seslerini duyabiliyorduk. Yarağım karımın ıslak ve yağlanmış amına girip çıkıyordu. O haldeyken prezervatif takmayı unuttuğumu yeni fark ettim. “Kız prezervatif takmayı unuttum!” dediğimde, Arzu kendini bana daha çok yaslamış ve aldığı zevkten deli gibi inlemeye devam ediyordu, bana cevap verecek halde değildi.

1.85 boyunda 95 kiloydum. Aramızda 40 kilo fark olsa da karımı kaldırıp indirmek beni yormuştu. Sonunda ayakları yere değdiğinde kendine geldi, kapalı gözlerini açtı. “Prezervatif takmayı unutmuşum!” dediğimde, “Takma zaten!” dedi. İkimiz de nefes nefese kalmıştık. “Niye kız?” deyince, “Ben çocuk istiyorum!” dedi dudaklarını büzerek.

L şeklindeki koridorun köşesine geçtik. Arzu ellerini her iki duvara dayayarak domaldı. Bu haldeyken evin kapısına da yaklaşmıştık, evin kapısı birkaç metre ötemizdeydi ama ikimiz de azgınlığın doruğunda olduğumuz için o an bunu düşünecek halde değildik. Arzu elleri yukarda, belini aşağı eğmiş haldeyken yarağımın kafasını bolca tükürükledim. Ardından hızlıca ayrık duran amına girdim.

“Ihhh!” diye derin bir inilti karımın ciğerlerinden koridora yayılırken var gücümle pompalamaya başladım. Deli gibi sikiyordum, kasıklarım karımın sıkı göt yanaklarına çarpıyor ve koridorun içi ‘Şak şak şak!’ sesleriyle çınlıyordu. Azgınlık canıma tak etmişti. O an sanki karımı değil de annesini sikiyormuşum gibi düşündüm. Ve bu düşünce beni çıldırtıyordu. Karımın göt yanakları, kalçaları ve belinin etleri yarak darbelerimle birlikte löpürdüyordu. Sütlü şişkin memeleri de sallanıp duruyorlardı. Zaman zaman öne doğru eğilip memelerini avuçluyordum. Arzu’nun aldığı zevk daha da çoğalıyordu bu sayede.

Prezervatif takmamış olsam da bu gece öyle kolay kolay boşalmak istemiyordum. Bu pozisyonu da bu yüzden daha fazla devam ettirmek istemedim. Arzu’ya, “Sırtını şuraya daya!” dediğimde koridorun iki duvarının birleştiği yere dayadı sırtını. Bir süre deliler gibi öpüştük, dudaklarımızı dillerimizi emdik. Ardından sol bacağını kaldırdım ve alttan amına soktum yarağımı. Sonra bacağını daha da kaldırdım. Karımın uzun boylu ve bacaklı olmasının avantajını yaşıyordum. Elastik vücudu sayesinde az sonra sol bacağını iyice kaldırmış ve omzuma atmıştım.

Arzu her iki eliyle duvardan destek alırken ben onu köşeye sıkıştırmış vaziyetteydim. Bu şekilde sikmeye başladığımda ikimiz de tarifi mümkün olmayan bir zevk alıyorduk. Altta yarağım amına girerken üstte de dillerimizi, dudaklarımızı emiyorduk. Sütlü memeleri göğsümün altında yassılaşmış ve şişmişti. Bu haldeyken kendime hakim olmaya çalışıp yarağımı yavaş yavaş sokup çıkarıyordum amına.

Arzu’nun minik burun delikleri zevkin verdiği hazla genişliyor ve sıcak nefesini yüzüme vuruyordu. İnlemelerimizin arasında birbirimize sevgi sözcükleri fısıldıyorduk. Ama Arzu ikinci çocuğumuza hamile kalmak istediği zamanlarda yaptığı gibi dudaklarını kıpırdatmaya başladığında onun dua okuduğunu anladım. Üçüncü çocuğumuzun olmasını istiyordu ve nerden öğrendiğini bana söylemediği duayı okuyordu.

Sonunda sarsıla sarsıla boşaldığımda karım da zevkin doruklarına çıkmıştı benim gibi. Döllerim amına ve oradan kasıklarına akıyordu. Arzu duasını okumaya devam ederken amından çıktım. O havadaki bacağını yere koyup hızlı adımlarla yatak odasına giderken ben de banyoya geçtim. Duşu açıp altına girdim.

Karımla müthiş bir sikiş yaşamıştım, ama aklımda annesi vardı. Onu da aynı kızı gibi sikecektim. Ona yaşamadığı duyguları, tatları yaşatacaktım. Arzu 4 yıldır benimle dolu dolu bir seks hayatı yaşıyordu, oysa annesi hayatında belki 4 hafta bile yaşamamıştı bunu. Onun cinselliğe çok aç olduğunu tahmin ediyordum. Ve benim de amacım o açlığını doyurmak olacaktı.

Yatak odasına döndüğümde Arzu’yu ellerini kaldırmış duasına devam ederken buldum. Belinin altına benim yastığını koymuş bacaklarını da dizlerinden bükmüştü. Ses etmeden yanına uzandım. 5-10 dakika sürdü bu hali. Sonra da ellerini yüzünde gezdirdi, duasını tamamlamıştı.

Başını göğsüme koyup, “Seni çok seviyorum!” dedi. “Ben de çok seviyorum!” dedim. Bir süre o halde kaldıktan sonra banyoya geçti. Arzu yıkanırken ben giyinip balkona çıktım. Bir keyif sigarası yaktım. Sigaradan derin nefesler çeke çeke içtim.

Salona döndüğümde Arzu’yu koltuğun kenarına oturmuş, bornozuna sarınmış ve elinde benim telefonum annesiyle konuşurken buldum. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü, çünkü telefonda annesinin bikinili ve çıplak resimleri vardı. Ben önlem alırım, gizli tutarız derken daha ilk anda bir kıyametin kopmasına sebep olabilecek hata yapmış telefonu öylece sehpanın üzerinde bırakmıştım.

Ama neyse ki korktuğum olmadı. Arzu konuşmasını bitirir bitirmez atıldım ve telefonu kaptım elinden. “Ne oldu, annen ne diyor?” dediğimde, “Hiç, benim telefon sessizdeydi ya ulaşamayınca seni aramış, ben de seni göremeyince açıp baktım!” dedi omzunu silkerek. “Niye aramış peki?” diye sordum.

“Karasu’ya Cumartesi gitsek olur mu diye soruyor. Pazar günü abimle Facebook’tan kameralı konuşacakmış çünkü. Abim arayıp haber vermiş bugün, anne Pazar gününe sıra aldım demiş, kameralı görüşürüz diye söylemiş. Onu dedi. Pazar değil de Cumartesi gitsek olur mu diye sordu!” dedi karşılığında.

Cumartesi günleri de çalışıyordum. O gün gitmemiz demek işyerini kapatmam, para kaybetmem demekti. Önce ne desem bilemedim, ama sonra Arzu benden önce davranıp, “Ben Cumartesi gelemem!” dedi. “Niye?” diye sordum. “Hayatım daha önce dedim ya, Sümeyye’nin kızının doğum günü var, oraya gideceğim demiştim ya. Ben şimdi nasıl bırakıp gideyim?” dedi.

“E ne olacak peki?” diye sordum ellerimi iki yana açarak. “Ne olacağı var mı, sen annemi götürürsün. Ben Cumartesi gelemem, e annem de Pazar günü gelemeyeceğine göre, bir yolunu bulmamız lazım. Sen annemle gidersin. Evi çok merak ediyor, yazık, biraz oralarda dolaşırsınız, yemek yer dönersiniz!” dedi. Sonra da benim bir şey dememi beklemeden, “Ben yatıyorum, hadi sana Allah rahatlık versin!” diyerek gitti. Az sonra yatak odasının kapanma sesi geldi.

Telefonu açtım. Arzu resimlerden birini bile görse hayatımız kayardı, ama şansımız vardı ki böyle bir şey olmadı. (Bu sana ders olsun salak Orhan!) dedim kendi kendime. Ama bir taraftan da Cumartesi günü kaynanamla yazlıkta baş başa olacak olmanın verdiği tarifsiz keyfi hissettim.

(Sikerim işini!) dedim. Bugün Perşembe, yarın Cuma, ertesi gün de Cumartesi… Kaynanamı sikmek için müthiş bir fırsat elime geçmişken bunu geri çevirecek değildim.

Artık onu sikmek için ayları, haftaları, günleri değil saatleri saymam yeterliydi…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Genel içinde yayınlandı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir